Cem Akkılıç

Biz cumhuriyeti sokakta bulmadık ki; "buyurun gelin yıkın diyelim!.. " Cem Akkılıç Ne mutlu Türk'üm diyene!

Kelle paça...

Bir gün çalışıyorsun, sabahtan akşama kadar ırgat gibi...

Bir gün karşılığında asgarî ücret olarak yedi yüz otuz üç lira tutuşturuyorlar eline...


İnsansın ya sonuçta...

Canın çekti, e çeksin yani...

Şöyle bir kelle paça çorbası içmek istedin üç çocuğun ve hanımla birlikte, ailecek...


Sahtesi iki yüz elli gayme...

Gerçeğe biraz yakını dört yüz olmuş, tam hakikisini içmek istesen banka soyman gerek arkadaş...


Masada çocuklar gözünün içine bakıyor, iki tabak kelle paça'ya, beş kişi ekmek banacaksınız, tadımlık niyetine... 


Garsonu çağırıp üçüncüyü sipariş versen, para yok ki!..


Elini cebine attığında çükünü tutacağını bildiğinden, çorbalara bolca ekmek bandıktan sonra kalkıyorsunuz lokantadan...


*


Servet transferi ile doksan milyona yaklaşmış nüfusumuzun onda biri multimilyoner yapılırken, geriye kalanların onda dokuzunun ağaç kabuğu kemirme aşamasına geldiği, dünyanın feci şekilde kıskandığı Türkiye'de çalışanların, daha doğrusu kölelik yapan bahtsızların yüzde altmış biri günde yedi yüz otuz üç lira asgarî ücrete talim ediyor...


Geriye kalanlarında maaşları ahım şahım değil hani, bir tık üstünde... İki buçuk kâse kelle paça çorbasına ya denk geliyor ya gelmiyor...


Yani yetmiş beş milyona yakın insan iki kâse kelle paça karşılığında; paçalarından pislik akan bir avuç yandaş kalantorun daha da zenginleşmesi için feda ediliyor...


*

Esasına bakarsanız...

Şöyle bir çeyrek asır geriye gidip, hafızamızı yoklarsak...


Şehitlere "kelle" dediğinde jetonu düşmeliydi bu milletin çoğunluğunun...


*


Şehidine "kelle" diyen, sana "kelle paça" içirir mi yahu!..


Ekmek bandırtıp, boş kâseleri yalattırır...


CEM AKKILIÇ 

7 Ağustos 2025


Sahte diploma sahiplerinin hepsi badem bıyıklı çıktı. Şaşırmadık bu duruma...


"Badem bıyıklı artizler..." başlıklı yazımı okumak isteyenler buradan lütfen.



Cem Akkılıç
Reis 5 lahmacun videosu
Haydi izleyelim, izlettirelim. 




Badem bıyıklı artizler...

Galler prensi Harry lise mezunu... 

Çünkü ekonomik bağımsızlığını kazanmak için Avustralya'da bir büyükbaş hayvan yetiştirme çiftliğinde çalışmak üzere eğitim hayatına ara vermiş. Üniversiteye gitmemiş... 


Hollywood artizleri mesela...


Leonardo DiCaprio Lise mezunu...


Titanic filmiyle meşhur olan DiCaprio Lise hayatından sonra eğitim yaşamına son vermiş...


Marilyn Monroe ortaokul mezunu...


Dünya'nın en meşhur sarışın aktiristi Monroe Lise eğitimini yarıda bırakarak, tamamlamamış...


Dünyayı güldüren Hollywood komedyeni Chris Rock Lise'yi bitirmemiş.


Max Guevara rolü ile dünyaca meşhur olan bir diğer Hollywood yıldızı Jessica Alba da üniversiteye gitmeyen meşhur yeteneklerden bir diğeri...


Lindsay Lohan üniversiteye gitmek yerine Freaky Friday, Confessions of a Teenage Drama Queen ve Mean Girls filmlerinde rol aldı. Lise mezunu olarak kaldı...


Dünya'yı peşlerine takmış olan, hepimizin tanıdığı Beyoncé, Britney Spears, Rihanna, Katy Perry ve daha niceleri ortaokul mezunu...


Yukarıda anlattığım yıldızların her birinin kişisel serveti, Dünya'nın bir çok ülkesinin yıllık gelirinden kat kat daha yukarıda, servetleri en az yüz elli ülkeden çok daha fazla...


Hiç birinin aklına, "sahte üniversite diploması" almak gelmemiş, paraları yapıştıralım "diplomalı olalım" dememişler...


*


Dönüp bizim "badem bıyıklı artizlere" bakıyorum, maşallah hepsinde çarşaf çarşaf diploma, mevlam diploma verdikçe vermiş, yürü ya kulum demiş...


Apartman yönetemeyecek çaptaki bizim badem bıyıklı artizler paraları bastırıp, üniversitelerde öğretim görevlisi olmuşlar, bir kısmı memleketin yönetiminde... Sahte diplomalar ile...


*


Memleketin neden dibe çöktüğü, sahte diploma krizinden sonra iyice ayyuka çıktı işte... Bu krizin arkası da gelecek, "dört yüz sahte diploma" ile kalmayacak...


*


Sonuçta...


Amerikalı meslektaşları gibi "artiz" olarak kariyerlerine devam etmiş olsalardı, bugün memleket lağım çukuruna dönmeyecekti...


CEM AKKILIÇ 

5 Ağustos 2025


Bu ülkede hâlâ kafayı üşütmediyseniz ben size kafayı üşüteceğiniz bir yazımı okumanızı tavsiye edeyim. Buradan lütfen.


Cem Akkılıç 


Diplomacı ayağınıza geldi...
İzleyiniz...



Asrın Tayyip'i'nin Dönemi'nde mis gibi yaşıyorduk...

Avrupa'nın bizi kıskandığı yıllarda; hastaneler, duble duble yollar yapılırdı...


Hastanelerde hastalara köpek muamelesi yapılmaz, duble duble yollar ücretsiz geçilirdi...


*

Bir işçi; bir aylık maaşı ile gıcır gıcır ikinci el TOGG satın alır, caka satardı...


*

Emekliler dünya turuna çıkar, ortaokul çocukları yaz döneminde devlet desteği ile ülke ülke gezip ufuklarını açar, gençler asla işsiz kalmaz, üniversite öğrencileri inşaatlarda elli kiloluk çimento torbaları taşımak zorunda kalmazlardı... 


Öğretmenler atanırlar, polisler geçim sıkıntısı nedeni ile beylik tabancaları ile intihar etmezlerdi...


*

Din'i bütündük mesela... 


İmam Hatipli'ler her yıl başta fen olmak üzere; matematik, geometri, edebiyat gibi dallarda dünya şampiyonu olurlardı. Japonlar gibi kendi dillerini okuyup anlamada; dünya sonuncusu olmazlardı...


*

Bir hukukumuz vardı ki, elâlem parmakla gösterirdi... Muhaliflere akla ziyan kumpaslar kurulmaz, hayatları karartılmazdı...


Gazeteciler, muhalifler, belediye başkanları sabahın körlerinde yaka paça tutuklanmazlardı...


Tepeden tırnağa devletin her kademesinde olduğu gibi; "liyakâtli" ve "adaletli" hukukçular olurdu Adliye Salonları'nda...


*

Memleketin her tarafından petrol fışkırır, doğalgaz çıkardı. Kara kış günlerinde bile evde daltaşak gezerdi millet...


*

Ha bire dolar-euro zıplamaz, fiyatlar günaşırı hoplamazdı...


*

Ay'a çıkıyorduk yahu Ay'a...


*

Bolluğun, bereketin, imanın, ahlâkın, zenginliğin, eşitliğin, sevgi ve saygının hüküm sürdüğü, kadınların kör satır ile kuş başı et gibi doğranmadığı, hayvanların katledilmediği, ormanların yakılmadığı, insanın insana insan gibi davrandığı yıllardı...


*

Senin anlayacağın; asrın Tayyip'i'nin Dönemi'nde mis gibi yaşıyorduk...


Bak gördün mü şimdi mumla arıyoruz!..


CEM AKKILIÇ 

4 Ağustos 2025


Turgut... başlıklı yazımı okumak isteyenler lütfen buradan ulaşın.


Cem Akkılıç 

Dünyanın herhangi bir ülkesinde "sahte diplomalar" skandalı patlak verse, o dakika hükümet istifa eder.


Burada ise; tahta tepsiye yapışmış pişkin lahmacun gibi yapıştıkları yerden ayrılmıyorlar.


Ateş...

On dört uçağı var...

Bir tanesi Amerikan başkanının kullandığı Air Force One'ın bire bir aynısı... Hatta ondan bir yıl daha genç... "Asla düşmeyen uçak" deniliyor... Fiyatı beş yüz milyon dolar... 

Bu fiyata tam yüz tane gece görüşlü yangın söndürme uçağı alınabiliyor, son model...

*

Yaz bitmeden; neredeyse Yunanistan'ın yüzölçümü kadar bir alan yandı Türkiye'de son iki ay içinde... Yunanistan'ın elindeki yangın söndürme uçakları, bizimkinin tam "altı katı..."

*

Güzelim ülkemiz yanmaya devam ediyor, ateş köyleri yutuyor, şehirlerimiz tehdit altında...

*

On bir ormancı yanarak öldü Eskişehir'de...

*

Ege sahilleri cayır cayır yanarken, X platformundan uluslararası yardım talep eden, etiket açanlara jet hızıyla soruşturma başlatıldı...

*

Antalya'da çıkan yangında Azerbaycan ekipleri vardı... Aleve dayanıklı kıyafetler giymişlerdi, internete ihtiyaç duymadan konum takibi yapan cihazlar kullandılar... Uzaktan nabız ve oksijen takipleri yapılırken, bizimkiler sadece "orman" yazan fosforlu yelekler giydiler iyi mi!..

*

Ben bu yazıyı yazarken Bursa alevler içinde yanıyor, havadan müdahale yok... 

Ananı da al git dediği çiftçiler koştu yangına...

*

Kahramanmaraş'ı ateş sardı, Sakarya kül oldu, Tunceli öyle, İzmir kömür oldu... Yaz bitmeden en az üç milyon insan etkilendi ateş felaketinden... 

*

Aslında Kartalkaya Yangını'nda Kral'ın çıplak olduğu kabak gibi çıkmıştı ortaya...

(........)

*

Çatır çatır yanıyoruz, insanlar evsiz kalıyor, çocuklar okulsuz...

Hayvanlar ölüyor, yuvasız kalıyorlar, çığlıklarını duyamuyoruz bile...

*

Uçak yok, liyakât yok... Son bir yıl içinde envanterlere sadece bir tane yangın söndürme uçağı eklenmiş...

Boş tencerelere su dolduranlar yangınlara müdahale etmeye çalışıyor... 

*

Yıllarca hava attıkları, karınca yuvasını bile tespit ettiğini iddia ettikleri İHA'lar, SİHA'lar nerede?.. diye soruyor muhalefet...

*

Aslına bakarsanız...

Öyle uğursuz bir iktidara denk geldik ki; çeyrek asır boyunca yaşadığımız afetleri, felaketleri, vahşetleri saymayı unuttuk...

Sanırım büyük İstanbul depremi ile final yapıp, düşecekler milletin yakasından!..


CEM AKKILIÇ 

27 Temmuz 2025

Cem Akkılıç 





Turgut...

Turgut'un karısı Semra Özal bir zamanlar papatya kraliçesiydi. Bir dediği iki edilmez, bir eli yağda diğeri balda enfes bir hayat yaşardı çocukları ve kocası Turgut ile birlikte... 

Fakat Turgut'un bu ülkeye verdiği zararlar bile, bugün bu vatanın başına gelenlerin yanında devede kulak kalıyor... 

*

"Turgut gidecek hesap verecek, çaldıkları millete geri verilecek" denilirdi...

*

AKP tarafından beyni esir alınmamış, tarafsız ve  kırkını geçmişlere sorun...

Turgut zamanında asgarî ücret ile rahatlıkla ev kiralanır, o ev mis gibi geçindirilirdi. Emekliler ev alır, tatile çıkarlardı. 

Babam Turgut'un zamanında emekli olmuştu... Acıbadem Tur sokaktaki evimizin terasında her hafta sonu mangal yapardık... Babam rakısını keyifle içer, annem etli yemekler yapardı... 

Annem babam yaz geldiğinde bizim hacı Murat'a atladıkları gibi doğru Ege, Akdeniz turuna çıkarlardı... Kışın Yalova Kaplıcaları'nda alırlardı soluğu...

"Talepkâr" bir halk vardı, dünyayı gezen Avrupalı emekliler ile kıyas ederdi kendi yaşantısını...

*

Hiç unutmam; bir gün Turgut kürsüde konuşurken suikaste uğramış, parmağından vurulmuş, un çuvalı gibi olduğu yere devrilmişti... Canlı yayında tüm millet izlemişti... Annem birden ağlamaya başlamıştı...

Durmadan beddua ettiğin Turgut'a, şimdi neden ağlıyorsun diye hayretle sormuştum anneme...

*

Benim çocukluktan çıkıp, bıyıklarımın terlediği yıllar Turgut'un dönemine denk geldi... İlk gençlik yıllarımda Bakırköy'de Oya isminde kız arkadaşım vardı... Acıbadem'den Bakırköy'e taksi ile giderdim onunla buluşmaya... Aradaki mesafeyi varın siz hesaplayın... 

*

Turgut Türkiye'nin bugünkü hazin duruma gelmesine neden olan en önemli figürlerden biridir, taşları döşeyen oydu... Cemaatleri, tarikatları filizlendiren, FETÖ ve diğerlerine "can suyu" dökendi... 

Turgut hesabı ödemeden masadan kalktı gitti ve muhtemelen mezarında ters dönüyordur ama "gelen gideni aratır" atasözünü de bize kanıtlıyor değil mi!..

CEM AKKILIÇ 

20 Temmuz 2025

"Zamanda yolculuk..." başlıklı yazımı okuyanlar kafayı üşütme riskini üstlenmiş olurlar...

Okumak isteyenler buradan lütfen. 





Yazık ettiler bu güzelim ülkeye...

İnsan öğüten bir makine gibi siyasal İslam...

Aklı, bilimi, sorgulamayı yok ettiği gibi, Türkiye'nin istikbâli gençleri de yok ediyor, buruşmuş peçeteye çeviriyor âdeta...


*

Denetimli Serbestlik adı altında; tam iki yıldır esir tutuluyorum... 


Kendimi savaş esiri olarak tanımlayabilirim... 


Mesleğim olan denizciliği yapmam engelleniyor, karada bir denizci olarak konu mankeninden farkım yok...


Bu nedenle iki yıldır yapmadığım iş kalmadı, sekiz şehir gezdim...


*

Beni geçiniz...


Atatürk'ün yolunda giderken, canımın kuru yaprak kadar değeri yok...


*


Peki ya gençler!..


Türkçe öğretmenleri yaz mevsiminde asgarî ücret karşılığında garsonluk yapıyorlar...


Bizzat yaşayarak deneyimliyorum bu toplumsal dramı, hazin çöküşü... 


İki yıl önce garsonluk yaptığım ciğercide üç öğretmen, dişçilik Fakültesi'nden bir çocuk vardı... Mühendis adayları komilik yapıyordu!..


*


Bizi kıskanan Avrupa'da ortaokul seviyesindeki çocuklar yaz döneminde devlet destekli yurtdışında tatil yaparken, dünyayı tanırken, ufuklarını açarken; bizim üniversite öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz inşaatlarda çimento taşıyor, garsonluk yapıyorlar...


Hatta öğretmen olup atanamamışlar, inşaat işçiliğini meslek edinmişler...


*

Para pulla işim yok, Denetimli Serbestlik Şartları gereği sigortalı işlerde çalışma zorunluluğum var...


Bir haftadır üniversitesi ikinci sınıf öğrencisi tıp okuyan arkadaş ile çimento ve fayans taşıyoruz sırtımızda... Cep telefonundan son ses Beethoven dinletiyor bana... Bel fıtığına yakalanmayım diye tıbbi taktikler veriyor, anatomi uzmanlık alanı...


*


Kezâ diğerleri...


Şantiye değil, sanki üniversite kampüsü...


Ben sabah sekiz akşam beş çalışırken, bu çocuklar haftanın yedi günü, akşamları dokuza kadar mesai yapıyorlar... Kazandıkları üç kuruş para ile ev bile kiralayamıyorlar...


*


Kısacası; bir avuç insanın zengin olmasına vesile olan siyasal İslam, milyonlarca genç insanı süründürüyor, çürütüyor, Türkiye'nin geleceğini çöpe atıyor!..


Yazık ettiler bu güzelim ülkeye yazık...


CEM AKKILIÇ 

12 Temmuz 2025


Bu yazımı okursanız kafayı üşütme ihtimaliniz var... Okumak isteyenler buradan lütfen.



MANGAL PARTİSİ


Eski silâhlar ne yapılır!.. Ya hurdaya ayrılır... Ya da müzelere kaldırılır... AKP yeni Kürt Açılımı'yla Dünya'da bir ilki başardı... Silâhları mangalda yakıp, kebap yaptılar... Biz de yedik!..


Cem Akkılıç 



Büyük hırsızlar...

Küçük hırsızlar karınlarını doyurmak için çalıyorlar...

Büyük hırsızlar, insanların geleceğini yok ediyorlar!..


Şöyle ki;


Bir ülkede ekonomiyi bilerek, isteyerek, plânlayarak tarumar ediyorlar!.. 


Halka varlık içinde yokluk çektirmek için, fiyatları bilerek şişiriyorlar... 


Tarafsız ve cesur ekonomistler bu duruma "servet transferi" diyorlar, ben "yasallaştırılmış gasp" diyorum!..


*

İnsanlar işsizlik girdabında kıvrandırılıyorlar ve yapmayacakları işlerde çalışmak zorunda bırakılıyorlar. 


Ardından maaş ödemeleri; "ekonomi bozuk" gerekçesi ile haftalarca ötelenip, REPO ve FAİZ'de bekletiliyor. Patronlar işçi maaşlarını katlayıp katlayıp, servetlerine servet katıyorlar. 


Çete lideri baş HIRSIZ işte tam bu noktada devreye giriyor.


Elindeki tüm devlet gücüne rağmen REPOCU patronlara; hoooop durun bakalım, siz ne ayaksınız demiyor!.. 


Denetlemiyor!..


Parayı patronlar ile kırışıyor... 


Aksi düşünülemez!..


*

Hırsızlığın olmazsa olmazı, en etkin ve geçerli silâhı; dinsel ajitasyon.


Dinimiz faizi yasaklar masalı pompalanıyor, algı yaratılıyor. Bunu bulamayan var, şükür et yüzsüzlüğü şırınga ediliyor!.. 


Hırsız'ın vazgeçemeyeceği şeydir din...


İkiyüzlülüğün mayasıdır... İşe yaramadığı bir kez bile görülmemiştir!..


*

Hırsız'ın önüne engeller de çıkıyor hâliyle... 


Engel çıkartanlar kısa sürede hukukî kumpaslar ile diskalifiye oluyorlar, toplumun gözünde suçlu ilân edilip, zindanlara tıkılıyorlar!..


*

Çark böyle işleyip gidiyor, baş Hırsız ve çetesi ülkeyi esir alıyor, kurdukları sistem lehlerine işliyor, ayaklarına taş değmiyor!..


*

Neyse ki bizim ülkede anlatmış olduğum hırsız çete lideri diktatörler yerine, "Millet'in adamı" var da; kaz gibi yolunmuyor, hırsızların insafına kalmıyor şanslı milletimiz!.. 


Uygarlığı ve demokrosiyi iliklerimize kadar yaşıyoruz!..


*


Yatıp, kalkıp, neşe içinde yuvarlanın...


Öpün, başınızın üstüne koyun...


Kadrinizin kıymetini bilin...


CEM AKKILIÇ 

22 Haziran 2025


Bu yazımı okursanız ve hâlâ kafayı üşütmediyseniz, üşütme ihtimaliniz var.

Üşütmek isteyenler buradan lütfen.



Cem Akkılıç 
Cemology günün videoları
Antrikot nedir! 
Atatürk camileri ahıra çevirdi mi!


Top Ad unit 728 × 90

Mehmetcik Vakfı